6 Ekim 2021 Çarşamba

Atlantis

 

Bir de çizgi romanlar var tabi 80'li yıllarda alışkanlık edindiğimiz. Tabi o zamanlar adı çizgi roman değil de "Tommiks - Teksas" olarak bilinirdi. Ah tabi çizgi romanlara ad olan Tommiks'in orijinal adı Capitan Miki, Teksas'ınki ise Il Grande Blek. Her şeyimiz bir garip bizim de yahu. Bize nasıl güzel geliyorsa, o şekilde evirip çevirme alışkanlığımız çok!

Atlantis

Ha ama asıl konumuz Atlantis. Atlantis'in de orijinal adını 90'lı yıllarda yeniden yayınlanmaya başladığında öğrenmiştik. Çizgi romanın ana karakteri Martin Mystere, Bonelli Comics tarafından çizgi romanın ismi olarak seçilmiş de biz yıllarca Atlantis olarak bildik işte.

Neyse, bu Atlantis o kadar ilgi çekici ve etkileyiciydi ki o zamanlar bizim için sanat tarihi, bilim, eski uygarlıklar gibi değişik konularda pek çok şeyi ondan öğrendik diyebilirim. Baş karakter iyi kalpli, yaşlı Marty amca yaşadığı maceraların ara bölümlerinde sürekli olarak bize bilgi verip dururdu. Oradan gelen bilgi merakı şimdilerde orta yaşın üzerinde yaşayan pek çok insanda devam etmekte. Yenilerin internetten zahmet edip araştırmadıklarını biz o zamanlarda Martin Mystere, nam-ı diğer Atlantis'ten öğrenirdik.

Örümcek Adam, Süpermen (gülmeyin, eskiden isimleri böyleydi) gibi süper kahramanların yanında sürekli kahramanlık peşinde koşan Tex, Tommiks, Teksas gibilerden farklı olarak Martin Mystere gizemli olaylara odaklanırdı. Zaten 80'li yılların traji-komik atmosferini, eksikliklerini, yokluklarını yaşarken bu gizem işi bizi epeyce etkilemişti. Oradan aldığımız motivasyon ile define avına mı çıkmadık, gizemli olaylar için köylere mi gitmedik, mezarlıkların etrafında mı dolaşmadık! Genel olarak bu eylemlerin sonunda bir kaçma kovalamaca sahnesi de yaşardık ki Atlantis'te de bu durum sık görülen bir şeydi.

Yani diyebilirim ki çizgi romanı o dönemlerde kendi çapımızda yaşayarak okuduk! Hem de nasıl okuduk. Derste sıranın altından, evde ders kitabının içinde, dut ağacının tepesine tünemiş şekilde, dere kenarında ayaklarımızı ısıran sivrisineklere rağmen okunabilecek her türlü şekilde hem de hakkını vererek okuduk.

Güzel günlerdi o günler. Şimdilerde kiminle konuşsam bırak çizgi roman okumayı, kişisel herhangi bir şeye vakit bile ayıramadıklarını söylüyorlar. Çocukluğun kayboluşu çok acı bir duygu veriyor insana. Dolu dolu yaşanılan bir dolu "macera"nın ardından hiç bir işe yaramayan, sadece var oluşunu devam ettiren nesneler gibiyiz artık.

Zaten sonbahar gelmişken bir de üstüne karamsarlık belasına bulaşmayalım tabi. Fırsat bulursanız, eski Atlantis'leri sahaflarda bulma şansınız oluyor. Fiyatı yüksek olmakla birlikte kitap boyutunda çizgi roman okumak insanı gençleştiriyor. Şansınızı deneyin bence.

Hiç yorum yok: