24 Eylül 2008 Çarşamba

The Sea and Cake - The Sea and Cake (1994)

Yeni blog Kelektika cümle aleme hayırlı olsun deyip siftahı bu güzel albümle açmak istiyorum. "Sene 94 ah ah" demek isterdi gönül ama iki gün öncesini hatırlamakta zorluk çeken bir adam olarak bir o zamanlardan bir bok hatırlamamaktayım. Ama yine de insan düşündükçe eskiler her zaman güzeldir diyebiliyor. En boktan olaylar bile güzel gelir. Belki geçip gittiğine mutlu olduğumuz için belki de bir bok hatırlayamadığımızdan hep neşe ile anılır eski günler (tabii istisnalar her durum gibi burada da mevcuttur). İnsanlar bu yüzden büyümek istemez. İçindeki çocukmuş, hayal dünyasıymış yalandır belki hepsi. Sorumluluktan kaçmaya alışkın olduğumuz için sorumluluk bindikçe eski günler hatırlanır büyük özlem duyulur ve hep çocuk kalsam diye bünye kendini çizgi romanlara, oyuncaklara ıvır zıvıra verir. Tabii bu kötü birşey değildir. Tüm bu bizi sorumluluk almaya iten iğrenç sisteme karşı bir duruştur, bir savunmadır. O da elimizden gittiği anda robota (sayborg, saylon herneyse) dönüşüp Darth Vader ses tonuyla "Yes, master" modunda gezeriz. Geçmişle yaşamak güzeldir ama geçmişte kaybolmamak gerekir. Onu bir nevi panik odası olarak kullanıp boğuldukça içine girip rahat rahat nefes almak için kullanmalıyız. Yoksa bu duman bizi boğar. Böylece "belkiler ve eminsizlikler"le dolu ilk yazıya nokta koymak istiyorum. Albümü de kapaktaki zavallı gibi dırdırdan kafası şişen bünyelere ithaf ediyorum. Hafif rockımsı, jazzımsı, popumsu albümü dinleyin rahatlayın. Hadin.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

https://yadi.sk/d/t3Hp4EVfuGnoK