1 Ağustos 2022 Pazartesi

Demir Tekerlekli Araba

Şimdi sahneyi hayal edin. Birkaç çocuk yürüyorlar. Güneş arkalarında. Yüzlerinde büyük bir kararlılık ve heyecan. Ellerinde keser, çekiç, çivi gibi alet edevat. Fonda da George Thorogood'dan Bad To The Bone çalıyor. Sanırsın Ocean's Eleven. Öyle bir maceranın başlangıcı ve istekle yürüyoruz bilinmeyen tehlikelerin içine. Değil ama işte. Okul bitmiş. Marangozdan gerekli olan tahtalar kişisel isteğe göre ölçülü kestirilip alınmış. Rulmanlar bulunmuş. Yaz eğlencesinin başlaması için her şey hazır gibi.

Demir Tekerlekli Araba

Çocukken sık sık kullandığımız, yaz aylarının acayip şekilde keyifli geçmesini sağlayan oyuncaklarımızdan biriydi bu da. Daha sonraları başka başka yerlerde farklı isimlerle anıldığını da öğrendim. Bizdeki demir tekerlekli araba, rulmanlı araba, bilyeli tahta araba gibi isimlerle de biliniyordu.

Çok fazla malzemeye ihtiyaç duyulmadan yapılan hatta bizim olayı tamamen öğrenmemizden sonra kendi kendimize de yaptığımız bir aletti. Kafadaki ya da defterdeki plana göre gerekli olan tahtalar marangozda kestirilir. Rulmanlar bulunur ve son aşama montaja geçilirdi. Basit mantıkla çalışan bir arabaydı. Düz zeminlerde kullanımı için bir arkadaştan alınan kas gücü yardımı gerekse de "yokuş aşağı yardırdın mı" en ufak bir efor harcamazdın.

Tekerlekleri tutması için iki tahta, üzerine oturmak için dikine tahtalar, biraz çivi, az biraz vida ve rulmanlar. Kısa sürede hazır olurdu. Dört tekerlekli modelleri bizim zamanımızda pek bir revaçta olsa da kontrolü daha kolay olduğu ve dönüşlerde acayip bir avantaj sağladığı için ben 3 tekerleklisini yapmayı tercih ederdim. Normalde önde, ayaklarını koyarak kumanda ettiğin tahtada iki teker bulunurdu, sağ ve sol yanda. Bense tahtanın ortasına teker yani rulman konulan versiyonunu daha çok severdim. Çünkü ayaklarını hafifçe oynattığında sağa ve sola dönebilirdin. Ha tabi kullanım konusunda usta değilsen takla atman da bir o kadar kolaydı. Bu arada işi abartıp direksiyonlu versiyonunu da yapmışlığımız vardır.

Çocukluğun eğlenceli ama bir o kadar da tehlikeli oyuncaklarındandı. Dönüşlerde sağa sola savrulup uçanlar, aks kırılınca öne doğru uçup yüzünü betona sürtenler, parmaklarını kıranlar hatta kolunu kıranı bile hatırlıyorum ben. Ama o kadar güzeldi ki şimdi olsa yine yaparım. :)



Hiç yorum yok: