10 Mart 2022 Perşembe

Yağmurdan Önce / Before The Rain (1994)

90'ların ortaları... Üniversite yılları. Hayatın en garip, en eğlenceli, en doyurucu dönemlerinden biri. Belki de en önemlisi. Zamanın bu kadar hızlı akıp geçeceğinin de farkında olmadığımız dönemler. Peşine takıldığımız pek çok şey olurdu o zamanlar. Bir kitap, bir film, bir albüm, bir yer ve daha niceleri.

Yağmurdan Önce de onlardan biriydi benim için. Film hakkında hiçbir şey bilmeden, sadece afişine vurularak gitmeyi çok istemiştim. Ama böyle durumlarda hayat enteresan oyunlar oynar ya insana. Başıma gelmeyen kalmadı diyebilirim. Dönemin sinema dergilerinden, gazetelerin pazar eklerinden, oradan buradan takip ettiğim filmi yaklaşık 1 yıl sonra filan izleyebilmiştim anca.

Film gösterime girdiğinde okul, iş vs derken bir türlü gidememiştim. Her seferinde gerçekten ikinci plana atılmasına sebep olacak şeyler çıkıp duruyordu. Öyle bir hale gelmiştim ki giden arkadaşlar bile farkındaydılar ve yanımda filmden bahsetmiyorlardı. Adı bile geçmezdi, ben bir gıcıklık yapmayayım diye. Hakkında neredeyse hiç konuşulmayan tek filmdi aramızda. 

Film gösterimden kalktığında hala umudumu yitirmemiştim. Çünkü yaz döneminde bazı sinemalar festival, film şenliği vs gibi isimlerle geçmiş dönemden iyi filmleri tekrar gösteriyorlardı. Yapmam gereken sadece beklemekti. Bekledim tabi. Yaz geldi. Şenlikler, festivaller başladı ve ben yine gidemedim. Başka bir şeye dönüşmüştü artık. Neredeyse saplantılı bir bağlılık olarak tanımlanabilecek durumdaydı.

Ardından sonbahar geçti, kış geldi. Eskişehir'e bir arkadaşı habersiz ziyarete gittim. Sarıldık marıldık "hadi çıkmamız lazım" dedi, apar topar çıktık evden. Nereye gideceğimizi sordum tabi. "Ya bir arkadaşla sinemaya gidecektik ama o iptal etti, benimle geliyorsun" dedi.

Sinemanın girişinde Yağmurdan Önce'nin afişini gördüğümde gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum. Neyse ki yağmurlu bir havaydı da her yerimiz zaten ıslaktı. :)

Birbiri içine giren hatta izleyicinin de içinden geçen 3 hikayeden oluşan filmi sonunda izleyebilmiştim. Böyle durumlarda beklentiler de artar ya. Benim artan beklentilerimin tamamını, fazlasıyla karşılamıştı Yağmurdan Önce. Görselliği, hikayelerdeki samimiyet ve naiflik, karakterlerin kendi hayatları içerisindeki çaresizlikleri. Hepsi bir bütünü oluşturuyordu. O günün değeri benim için bambaşkaydı.

Ve evet bu bir film tanıtımı ya da bilgilendirmesi olmadı. Zaten amaç da o değildi. Ayrıca bu blog'un amacı da temelde o değil. biriken 'kişisel tarih notlarımız'dan alıntıları paylaşıyoruz. Filmin müziklerinin muhteşem olduğunu belirtmeden de konuyu kapatmayayım. Aşağıya filmin müziklerini de bırakıyorum Spotify'dan...



Hiç yorum yok: