10 Şubat 2022 Perşembe

Levent Yüksel / Med Cezir (1993)

80'lerin garip ama samimi atmosferinden sonra yeniliklerle gelen 90'larda hayat biraz daha saçma bir hal almaya başlamıştı. Özellikle başlarda ipini koparmış tazı gibi her yana ve yöne doğru koşarak ilerliyorduk. Bir dolu saçmalığın yanında iyi işler çıktığı da oluyordu elbette. Pek nadir bulunan bu işler sadece o zamanlara değil sonraki 10 yıllık dönemlere de damga vurabilmeyi başardı.

Levent Yüksel'in ilk albümü Med Cezir de bunların başında geliyor. Biz onu Sezen Aksu'nun vokalisti olarak tanıdık. Sertab Erener'in de eşiydi. Ama adam bir albüm yaptı ve dönemin pop anlayışına ağır bir darbe indirdi. 

Levent Yüksel / Med Cezir


Harun Kolçak, Aşkın Nur Yengi, Sertab Erener, Işın Karaca, Yıldız Tilbe gibi isimleri de pop müziğe kazandırmış olan Sezen Aksu'yu ayrıca tebrik etmek lazım tabi ama bu ismini saydıklarımızla birlikte Levent Yüksel'in de potansiyeli olduğu bir gerçek.

Neyse, bu albüm ilk çıktığında herkesin kulaklarında ve dudaklarında Yeter ki Onursuz Olmasın Aşk vardı. Ardından hemen Tuana ortaya çıktı. Parçalar birbiri ardına popüler olmaya başladı. Sonradan anladık ki adam ilk albümü Best Of yapmış. Hani normalde albümlerden çıkan en iyi parçalardan oluşur ya bu Best Of'lar. Bu garibim eldeki bütün iyi parçaları tek bir albümde toplamış ve öyle çıkarmış. Bunun kariyerinin sonraki adımlarına etkisinin nasıl olacağını da hiç düşünmemiş.

Doğal olarak da sonraki albümler müzikal açıdan iyi olmakla birlikte hiç birinin popülaritesi ilk albümünki kadar olamadı. Hatta bazıları kendi içinde bile oldukça kötüydü. Levent Yüksel'in sesi ve vokal tekniği her zaman iyi olmakla birlikte parça seçimlerinin kötülüğü bu başarısızlığı körükledi.

Başarısızlığı berbat olarak algılamamak lazım. Zira buradaki eleştiri ilk albümün muhteşem olmasından doğuyor. Başta da dediğimiz gibi Best Of ile girersen çıtayı fena halde yükseltmiş, insanların senden beklentisini arttırmış olursun. Beklentiyi de karşılayamazsan sonuçlar pek içi açıcı olmaz.

Albümde akla takılmayan, dilden düşebilecek bir parça yok. 10 parçanın 10'u da birbirinden güzel. Böyle iyi işler çıkınca dinliyoruz da işte. "Hep progressive rock dinlenir mi" yahu diyenlere selam olsun.

Hiç yorum yok: