7 Şubat 2022 Pazartesi

Kara Kartal / Black Eagle (1988)

Kara Kartal / Black Eagle
Aksiyon filmleri bu ülkede her daim iş yapmıştır. Atlamalı zıplamalı, vurdulu kırdılı diye garip tanımlamalarla hayatımızın için aldığımız aksiyon filmleri 80'li yıllarda bizim için çok daha başka bir eğlenceydi. Buradan bakıldığında artık abuk sabuk olarak görünse de o dönemlerde sevdiklerimiz sıralamasında en üstlerde yerini alıyordu.

Şimdinin özel efektli filmlerinin yanında bizim izlediklerimiz anaokulu seviyesinin bile altındaydı ama bizi biz yapan şeylerdendi işte. Dönemin özellikle de bizdeki video kültürünün aksiyon yıldızlarından biri Sho Kosugi idi. 80'lerin Ninja ya da dövüş sanatları içerikli filmlerinde onu görmezsek bir yanımız eksik kalırdı hep. 

Kara Kartal / Black Eagle


Daha önce bloga aldığımız Ninja III Domination filminde de gördüğümüz Kosugi'ye Kara Kartal filminde, No Retreat No Surrender (Geri Çekilmek Yok, Teslim Olmak Yok) ve Blood Sport (Kan Sporu) filmlerinin yıldızı Jean Claude Van Damme eşlik ediyordu.

Filmin çok enteresan bir konusu yoktu. Zaten Amerikan filmlerinde genelde çok nadir olarak özgün bir konuya rastlarız ya o dönem konular alıp değiştirme, tutmuş bir fikrin varyasyonları üretmekten öteye geçmiyordu. Kara Kartal'da da durum farklı değildi. 

Soğuk Savaş'ın sonlarına yaklaştığımız dönemde Akdeniz'de kaybolan bir "süper silah"ın peşine düşen CIA ve KGB ajanlarının kapışması diye özetleyebiliriz filmin konusunu. CIA tarafında Kosugi, KGB tarafında ise Van Damme. Değişik bir kimyası vardı filmin. Aksiyonu bizi gaza getirecek kadar da yerindeydi. Yalnız bir sahne var ki filmi izleyen hemen herkesin hatırladığına eminim. Van Damme'in klasik bacak açma hareketi. Ama bu kez gemide, iki varilin arasında yapıyordu hareketini.

Az önce de bahsettiğimiz ilk iki filminden sonra Van Damme'ı en sevdiğimiz film olarak da kabul edebiliriz Kara Kartal'ı. Kosugi ise zaten bir süredir kalbimizde yer etmişti. İkiliyi aynı filmde görmek Schwarzenegger ve Stallone'yi aynı filmde görmeye eş değerdi o zamanlar.

Aradan geçen 30 küsur yılın ardından şimdi yine izlesem muhtemelen aynı keyfi almam ama bir saygı duruşu niteliğinde izleme listesinde durduğunu da belirteyim. Yazın serin akşamlarından birinde 80'lere kısa bir bakış için mutlaka tekrar seyredeceğim kesin.

Hiç yorum yok: