5 Eylül 2016 Pazartesi

Burgazada Progresif Müzik Festivali 3
















Pek acayip, sevgideğer progger ve proggersever kitleye...                                                    13.08.2016

Festival ol gel bana, halaylar çekeyim sana!
Sonunu baştan söyleyeyim dedim ki sürece dair merakınız artsın. Baştan sona konser günlüğü tutmayacağım, şansımıza ilk gün bildiğim grupların dışında o gecenin güzelliği olarak bahsedebileceğim iki grup vardı.
İlki Altın Madalyon:


Eloy'dan Poseidon's Creation çaldılar ilk olarak. Ses sisteminin azizliğinden ne kadar iyi gitar sesi duyabildiysek onu duyduk. Ama Altın Madalyon'u tekrar dinlemek isteyecek kadar devinim yarattı bende bu grup. Bilenler biliyormuş bu abileri de, herhangi bir yerde çalmak gibi bir planları olmadığını öğrendik. Solistin Poseidon'un hikâyesinden ufak bir anekdotla şarkıya giriş yapması Altın Madalyon'u sevdiren ayrıntılardan bir tanesi oldu. Büyülü bir atmosfer yarattılar bir anda, kendilerine buradan teşekkürü bir borç bilirim.

Gelen gruplar ''kervanı yolda dizmek'' zorunda kalmasalardı müzikal açıdan daha doyurucu bir program olacağı açıktı. Teknik aksaklıkların yaşandığı bir konserde enstrumanların müzisyenlerle olan ilişkilerini gözlemleyerek ve üzerine zihninizden ses kaydı yaparak kendinizce zevk alacağınız seviyeye ulaşmanız mümkün tabii. Çok zahmetli, ama olsun. İyi bir progger gerektiğinde ses sistemini kendi derinliklerinden çıkarmayı bilecek. Her şeyden şikayet edecek kafadaysanız bu gibi organizasyonlara hiç gelmeyin varın! Kendi adıma tatminkar buldum. 
Altın Madalyon için diyeceklerim bitmedi daha. Solistin vokalini çok beğendim. Barış Manço'dan Çoban Yıldızı'nı da hikâyesiyle birlikte çaldılar, çoğoştu. Saygılar dedirtti.

İkinci olarak KIRIKA: 

İspirtocu Saim'i ve Cıgara için ön sıralarda bekleyenler çoktu. Epey bir coşturdu. Soundları Turkish Psychedelic Rock için doyuruculuk taşıyan bir grup. Hafif oryantal, iki gitar biraz daha geriden gelse göbek attıracak kıvamdaki şarkılarını çaldılar o gece. Biraz rebetiko, biraz zeybek tadından yenmeyecek güzellikteydi. Karakteristik özelliklerini birkaç parçasını dinlediğinizde göreceksiniz.


Kırıka, aslında kendi repertuarlarını çalmaları açısından da mihenk taşı sayılabilecek gruplardan. Hissettirmeden popüler işlerin içinde de yer almışlardı zamanında ( bkz: dondurmam gaymak ve organize işler soundtrack). Şahsım adına ilk kez dinleme şansım oldu kendilerini. Keyfimizi katmerlendirdiler, yarattıkları hoş ambiyansa bizi de ortak ettiler. Cura'sının teline kurban!

İhtiyaç Molası'na gelecek olursak ses sisteminin azizliğinden iki şarkı çalıp gittiler. Aklımda sadece solistin boş alan bulsa fena halde coşturacağı izlenimi kaldı. Aksaklığa rağmen, aman ya biz enerjimizi koruyalım dediler. Cızırtılar arasında başka sefere dinlemek üzere not aldırtıp gittiler.

Dinar Bandosu, Organizasyonun ilk gününün son grubuydu. Yazının başında dediğim gibi Kırıka ile iyice tava getirilen dinleyici kitlesi Dinar Bandosu'nun çığlıkları eşliğinde halaya durdu. Eğlencesi bol, deliliği üst ayarda bir performans ile çekip gittiler.

Konserdeki diğer videoların hepsini buraya ekleyemediğimden ilgili fotoğraflar ve videolar yandisk'teki bağlantımızda mevcuttur. Oradan edinebilirsiniz,


Önerimdir: Kırıka'nın ve Dinar Bandosu'nun videolarına bir göz atın derim. Dinar Bandosu'nun videosunda size özel dolunay zoomu bile yaptım. Sanatsal kaygımız var herhalde:P

P.S: Bir de, sayın pek saygıdeğer saykodelik müzik grubu üyeleri punk grubu edasıyla seyirciye selam etmeden çekip gitmeyin. Demem o ki çok acayip punklara benziyorsunuz. Dinar Bandosu'nun elemanları da ayrı güzellerdi. Sizi gidi saykodelişmenler! Onlara da hakkını teslim madem, daha iyi organizasyonlarda görüşmek üzere O HÂLDE...


Hiç yorum yok: