21 Ağustos 2021 Cumartesi

Şak Şak

 Çocukluğu 80'li yıllarda geçip de bu oyuncağı bilmeyen yoktur. Bakmayın adındaki saçmalığa, ismi sürekli aynı sesi çıkarmasından ileri geliyor. Bir yanıyla, özellikle de oyuncak ile oynamayan karşı taraf için gerçekten sinir bozucu bir şeydi. Başkasının oynadığı zamanlardaki o ses hala bazen kulağımda çınlıyor.

Şak Şak

Daha sonraki 10 yıllık dilimlerde böyle saçmalıklar yoktu. Ya da vardı ama bu kadar azıtmış durumda değildi diyelim. Önceki 10 yıllık dilimlerde de olacağını sanmıyorum. Demek ki iş tamamen 80'lerle alakalı. Darbeler ve Cuntalar çağının hemen arkasından gelmesi, ne yapacağını bilemez durumda olan insanların bir anda modernite ile tanışması, işin boka sarıp post-modernizme dönüşmesi... Tam anlamıyla kimliğini arayıp arayıp bulamama durumuna dönüşmüş herhalde. Şansımıza işte, biz de aynı dönemde çocuktuk.

Neyse bu şak şak'a gelirsek... Temelde ne diye yapıldığını hala çözebilmiş değilim. Ama oynarken verdiği keyif bambaşkaydı. Düz ve kısa bir çubuğa üçgen bağlarla bağlanmış 2 top. Çubuğu tutup yukarı aşağı sallayarak topları birbirine vuruyorsunuz. Tabi konu üzerine uzmanlaşanlar daha farklı şekillerde; sağa sola, 360° döndürerek ya da önden arkaya arkadan öne şeklinde stiller geliştirmişlerdi.

Ama oyuncağın tehlikeleri de büyüktü. Öncelikle ses faktörü epeyce etkiliydi bu konuda. Odamda kapı kapalıyken oynadığım şak şak'ın sesini arka balkondan duyup fırça atmaya gelen peder beyi hiç unutmam mesela. Komik tarafı, yarım saat kadar sonra kendisi alıp oynamaya başlamıştı.Ben de yediğim fırçayla kalmıştım.

Başka bir tehlikesi şak şak'ı yerde bırakmayla ilgiliydi. Sabah yataktan kalkarken topuğuna giren topun acısı her daim can acıtır. Çocuklara Öneri: yatmadan önce oyuncaklarınızı mutlaka toplayın!

Her klasik Türk erkek çocuğunun yapabileceği gibi biz de oyuncağı amacı dışında kullanmanın bir yolunu bulmuştuk. Kavgada fena işe yarıyordu. Tek başına 3 kişinin arasında kalsan bile elinde şak şak varsa karşı tarafın hiç şansı kalmıyor. Arkamda, alnında 2 - 2,5 cm çapında kırmızı bir daire anısı olan çok çocuk bırakmışımdır. (Övünülecek bir tarafı yok, 30 yıl sonra bir itiraf diye düşünelim)

Umuyorum ki bu tarz oyuncaklar hayatımıza bir daha girmezler. Çünkü gerçekten gereksiz ve gürültülüler. Hatta yukarıda anlattığım gibi tehlikeli de olabiliyorlar. Yoksa onları eğlenceli yapan da bu mu?




Hiç yorum yok: